Sivas tarih boyunca çok farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış, bu durum kentin karakteristiğine yansıyarak doğu-batı arasında kendi özgün kültürü, müziği, edebiyatı, gastronomisi ve yaşam tarzı olan bir kentin varlığını sağlamıştır. Bu noktada, farklı kültürlerden beslenerek oluşan geleneksel müzik Sivas’ın her zaman en önemli alanlarından biri olmuştur. Yakın zamanda UNESCO Somut Olmayan Kültür Mirası listesine giren Âşıklık geleneğinin yanı sıra Sivas türküleri, Sivas halayları, geleneksel enstrüman yapımcılığı ve yaygın icra teknikleri, Veyseller, Muzaffer Sarısözen’ler ve nicesi Sivas’taki köklü müzik geleneğinin en belirgin yansımalarıdır.
Kültürümüzün en önemli yapı taşlarından olan müziğimizi kentin yerel kalkınma stratejisinin odağına koyarak, UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na müzik alanında başvuru yapmaya karar verdik. Başvurudaki hedefimiz bu kıymetli değeri gelecek nesillere aktarabilmek, müzik yoluyla toplumdaki dezavantajlı gruplara imkânlar yaratabilmek ile uluslararası işbirlikleri ve hareketlilikler vasıtasıyla müzikal değerlerimizin uluslararası tanınırlığını artırarak şehrimizin yerel kalkınmasına katkıda bulunabilmek olmuştur.
Bununla birlikte, kamu sektörü, özel sektör ve sivil toplum arasındaki bağın güçlendirilmesi hedeflerin arasında olmuştur. Adaylık sürecimizde, öncelikle Sivas Belediyesi, Orta Anadolu Kalkınma Ajansı, Cumhuriyet Üniversitesi ve sivil toplum örgütü temsilcilerinden oluşan bir çalışma grubu oluşturduk. Süreçteki en önemli önceliğimiz katılımcılığı her zaman en üst seviyede tutmak olmuştur. Çalışma grubu belirlenen paydaşlara bir dizi ziyaretlerde bulunulmuştur. Kamu kurumları, yerel müzisyenler, enstrüman yapımcıları, fakülte, konservatuvar, korolar ve sivil toplum örgütlerinden gelen farklı bilgiler ışığında adaylık dosyası çalışma grubu tarafından titizlikle hazırlanmıştır. Eş zamanlı olarak da oluşturulan Danışma Kurulu ise uzmanlığı ve temsil gücü ile ön plana çıkmış ve yol gösterici olmuştur. Kurulda, ilgili tüm kurum ve kuruluşlardan temsilciler gönüllü olarak görev almışlardır. Danışma Kurulu bilgiye duyulan her ihtiyaçta çalışma grubunun yanında yer almış, adaylık sürecinin başarıyla sonuçlanması için elinden gelen tüm çabayı göstermiştir.
Sivas’taki müzik kültürünü en iyi şekilde anlatan bu yayın, kültürel hafızamızda yapı taşı eserlerden birisi olacaktır. Sivas’ın köklü müzik kültürünü bir yayınla anlatmak imkansız olsa da, bu kültürün en iyi yansımalarını bu eserde bulabileceğinize eminim. Bu eserin ortaya çıkmasında büyük emekleri olan yayın kurulumuzun değerli üyelerine teşekkürlerimi sunarım. UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı adaylık sürecimizi yürüten çalışma grubumuza ve değerli bilgilerini bizden esirgemeyen Danışma Kurulu’muza teşekkür eder, adaylık sürecinin ve bu değerli eserimizin hayırlara vesile olmasını temenni ederim.
Music in Sivas
Sivas has hosted many civilisations throughout history and this reflected in the character of the city with its unique culture between the East and the West, literature, music, gastronomy and lifestyle. In this regard, its traditional music, with contributions of different cultures, has always been one of the most prominent features of the city. The tradition of minstrelsy has recently been included into Intangible Cultural Heritage of UNESCO. The folk songs and dancing, traditional craftsmanship of music instruments and broad techniques of play and prominent figures like Aşık Veysel, Muzaffer Sarısözen and many others represent an estabslihed tradition of music in Sivas.
We have decided to apply UNESCO’s Creative Cities Network placing the music, one of the most important building blocs of our city, into the center stage of our strategy. The aim with the application lies in transferring these values to the next generations, creating opportunities for the disadvantaged groups and contributing to development of our city through promoting our musical values internstionally. Alongside with this we also aim at strenghtening the ties between public and private sectors and civil society.
In the process of application we created a working group with the members from Sivas Municipality, Central Anatolia Development Agency and representatives of civil society organizations. The top priority in the whole process has been keeping the participation as high as possible. The working group then has visited some shareholders. The application file has been prepared with utmost care by the working group and with the contributions of public institutions, local musicians, instrument makers, faculties, conservatories, choires and civil society organizations. An advisory council has been simultaneously set up which has guided the activities with its expertise and representative power. In the council there have been representatives from relevant institutions on voluntary basis. The Council has always been with the Working Group throughout the process whenever there has been need for knowledge and did its best fort he success of the application.
Reflecting the culture of music in the best possible way, this publication will remain as a building bloc in our cultural heritage. Despite the fact that it is impossible to cover the music in Sivas with one publication, I am positive that you will find best reflections of that music in it. I thank and appreciate the efforts of the valued mambers of our publication council who contributed greatly.
I also thank the Working Group who administered the process of application to UNESCO’s Creative Cities Network and the Advisory Council who contributed with their knowledge. I wish the process and the publication be frutiful.